Blockchain’in Perakende Sektörüne 4 Etkisi
2009 yılından itibaren hayatımıza giren Bitcoin ile herhangi bir merkezi otoritienin varlığı olmaksızın dünyanın farklı noktaları arasında para transferi ve alışverişlerde ödeme yapabilmekteyiz. Bitcoin güvenilir, kriptolu bir protokol üzerinden hayatımıza girmiş olan bir dijital para birimi olarak her geçen gün yaygınlaşıyor. Ancak Bitcoin’in arkasındaki teknoloji Blockchain sayesinde perakendenin de içinde olduğu diğer sektörlerde ciddi değişimler olacak gözüküyor. Blockchain’in savunucularından Kanadalı işadamı Don Tapscott’un dinlemenizi tavsiye edeceğim TED konuşmasına göre Blockchain önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde hayatımızı sosyal medya, büyük veri, robot bilimi ve hatta yapay zekadan daha fazla etki ederek değiştirecek. İnternetin bir sonraki versiyonu olduğuna ve tüm kuruluşlar ve toplum için büyük gelecek vaat ettiğine inanıyor.
Blockchain ile mal varlığı, hisse senedi, oy, müzik, sanat eseri, entellektüel sermaye ve diğer mal varlıklarını internette yollamak mevcut yöntemlere göre çok daha güvenilir. Blockchain teknolojisinde dijital ortamda gerçekleşen veriler merkezi sistemlerde değil, silinmez, birden fazla dağıtık sistemde bağlantılı kayıtlar şeklinde tutulmaktadır. Milyonlarca bilgisayarda tutulan dijital kayıt defteri diye nitelendireceğimiz bir yapıda tüm işlemler şifrelenmiş bir şekilde depolanmaktadır. Böylesi bir sisteme sızmak ve suistimal yapabilmek için, merkezi veya herhangi bir bilgisayara girip işlem yapmakla mümkün olmuyor; milyonlarca bilgisayara dağıtılmış kayıt zincirlerinin hepsinin değiştirilebildiği zaman ancak bir suistimal mümkün olabiliyor ki bu da çok zor. Blockchain güvenilir olmasının yanı sıra aracı finansal kuruluşları da devre dışı bırakıyor ve bu sayede yüksek finansal işlem komisyon tutarları çok daha düşük maliyetlere düşüyor.
Blockchain ile sadece katılımcıların görmelerine izin verilen varlıklara erişmesi güvence altına alınıyor. Dijital kayıt defteri ile ilgili tüm işlemler, bilgi kaynağının açık ve şeffaf olduğu bu güvenilir ağ üzerinde mutlak karşılıklı teyid ile yapılabiliyor. Klasik dijital sistemlerde taraflara merkezi ortamdaki bilginin bir kopyası giderken burada dağıtık kendine ait bilginin direkt kendisine erişim söz konusudur. Mal, hizmet, ödeme, varlık alımı daha hızlı ve düşük işlem maliyeti ile gerçekleşebilmektedir.
Bitcoin ve finans sektörü ile hayatımıza giren Blockchain teknolojisi, artık perakende ve diğer sektörlere de etki etmeye başladı. Perakende tedarik zincirlerinde olabileceklere yıllık 70 milyon konteyner sevkiyatı ile dünyanın en büyük deniz taşımacılık şirketi Maersk Line’da devam etmekte olan dönüşüm fikir verebilir. Maersk Line’ın yaptığı açıklamaya göre; şirketin Doğu Afrika’da dondurulmuş gıda ürünlerini Avrupa’ya taşıdığı bir konteyner yolculuk boyunca 200 farklı kontrol noktası ile etkileşime giriyor. Bununla birlikte her kontrol sonrasında otuzdan fazla kişinin rol aldığı damga-onay alıyor. Bu işlemler sırasında ciddi bir zaman kaybı yaşayan şirket ayrıca belgeler için 300$’a yakın ödeme yapıyor. Blockchain ile tüm konteynerların Blockchain dijital kayıt defterinde yer alması ile bekleme süreleri ve maliyetler ciddi oranda düşecek. Diğer taraftan müşteriler de tüm süreçleri takip edebilecek.
Gida ürünlerinin izlenebilirliğinde Walmart, gıda ürünleri için dijital ve şeffaf bir izlenebilirlik sistemi kurmak üzere harekete geçti. Amerika’da mango, Çin’de ise et ürünlerinde test etmeye başladı bile. Kurulması planlanan sistem ile hayvanların kesim tarihi, sebze ve meyvelerin hasat dönemlerinde havanın nasıl olduğu gibi bilgileri tedarik zincirindeki herkes ve hatta tüketiciler tarafından takip edilebilecek. Ürün künyesinin anlık olarak güncellenebilmesi gıda izlenebilirliğini artıracak. Herhangi bir sebzede gıda güvenirliği ile ilgili bir problem olduğunda kısa sürede sebebinin ne olduğu anlaşılabilecek ve ilgili firmalar ile paylaşılabilecek. Genetiği değiştirilmiş ve katkı maddeli ürünlerin nereden geldiği anlık olarak şeffaf bir şekilde tüketiciler ile paylaşılarak tüketici güveni artırılabilecek.
Blockchain perakende sektöründe dört ana kapsamda değer yaratacak gözüküyor
1. Ürünün kaynağı/orjinalliği:
Blockchain’in ana etkisi tüketicilere satın aldıkları ve hassasiyet gösterdikleri ürünler ile ilgili içerdikleri, orjini, saflığı ve doğallığı gibi bilgileri daha güvenilir ve doğru sağlamak olacaktır. Sahte veya bozulmuş ürünler satış kaybı ve marka imajı açısından zarar vermektedir. Tüketiciler taklit ürünleri orjinallerinden ayırmakta problem yaşamakta ve güven imajı daha yüksek olan perakende zincirlerini tercih etmektedir.
Ürün güvenirliği sadece gıda değil gıda dışı perakende de önem arz etmektedir. UGG ayakkabı mağaza zinciri ayakkabı ürünlerine ait yakın zamanda 700,000$ değerinde 3660 çiftin taklit üretildiğini tesbit etti. Tahminen 2009’dan bu yana 2.2 miyon taklit ürünün kendi kontrolleri dışında piyasada satıldığını belirtiyorlar. UGG ya da orjinalliğin önemli olduğu spor ayakkabısı satan firmalar block-chain ve üç boyutlu yazıcılarla üretilen akıllı telefonlarla okutılabilen etiketler ürün orjinalliği ile ilgili tüketiciye garanti verebilirler.
Yakınlarda gerçekleşen bir araştırma 49 yaşının altında olan tüketicilerin %40’nın organik nitelendirilmesi ile satılan ürünlerin gerçeği yansıtmadığını ve sadece bir pazarlama taktiği olduğuna inandıklarını gösteriyor. Blockchain ile sağlanan verinin tohum ve hayvanın DNA’sına kadar olan seviyede bilgi sağlayabilmesi mümkün olacaktır.
2. Daha güvenilir dijital hareket ve işlemler:
Günümüzde tüketiciler ve iş ortakları arasındaki ödeme işlemlerinde üçüncü parti firmalar nedeni ile hız ve komisyon maliyetleri açısından bir yük oluşmaktadır. Blockchain bazlı ödeme ve işlemlerde üçüncü partilerin olmasına gerek kalmayacaktır.
Firmalarası daha hızlı ve suistimale kapalı işlemler ile iş ortakları arasında çalışma verimliliği artacak ve çalışanlar daha çok iş değeri üretmeye dayalı konulara odaklanacaklardır. Özellikle fatura kontrol ve mal kabul, kalite kontrol süreçlerinde iyileşme sağlanacaktır. Firmalarası sipariş, fatura, teslimat süreçlerinin tutulduğu EDI (elektronik data interchange) süreçleri blockchain üzerinden gidebilecektir.
3. Tedarik zinciri İzlenebilirliği:
Kompleks tedarik zincirlerinde ürünün takibi ve stok kontrolü güçleşmekte ve bu kompleksiteyi yönetebilmek için önemli bir efor harcanabilmektedir. Ürün izlenebilirliğinin zor olduğu tedarik zincirlerinde hepimizin bildiği gibi kamçı etkisi “bullwhip” ile litarütüre geçen ve neticesi fazla stok yükü taşımak olan vak’alar ortaya çıkmaktadır. Blockchain ile ürün izlenebilme imkanının yanı sıra akıllı kontratlar ile tedarik zincirinde yapılan bir anlaşmanın koşulları dinamik olarak takip edilebilir, iş ve ödeme emirleri kontrat koşullarına göre dinamik çıkabilir. Kurallara uygun olmayan bir gıda ürünü üretimi ve uygun olmaya bir sevkiyat, geç kalınıp mahkemeye gitmeden önce olayın başında engellenebilir. Neticede ürün güvenirliği, hizmet kalitesinin anlık kontrolü ve bu sayede suistimalin önüne geçme sağlanmış olacaktır.
4. Ağ sadakat programları:
Birçok şirket sadakat programlarını birden fazla markayı kapsayacak şekilde işletirken, konsept olarak Hopi ya da Zubizu gibi birden fazla marka ve sektörde fayda sağlayan ortak sadakat programları günlük hayatın içerisine girmektedir. Bu tarz sadakat programları için Blockchain puanların daha hızlı, daha ucuz, daha güvenilir ve daha iyi takip edilebilir şekilde işlenmesini, firma ve puan sahipleri tarafından daha anlık takibine katkı sağlayabilir. Müşterilein hiper kişiselleşmiş öneriler aldığı ve hatta müşteri tarafından kontrolün olduğu, örneğin müşterilerin sürekli değişen ihtiyaçlarına göre puanları alıp satabildiği müşteri bağını ve sürekliliğini güçlendiren etkiler sağlanabilir.
Bilişim teknolojilerine dayalı dönüşümün hızı gittikçe artıyor, Blockchain’in de bu dönüşümde ciddi bir etkisi olacak gözüküyor. 2018’e girdiğimizde Blockchain ile ilgili çok sayıda hayata geçen proje veya kazanım göreceğimize inanıyorum.